Kivi, Çin'in güneyindeki Yangtse Vadisine özgü bir bitkidir. Avrupalılar tarafından 1850'li yıllarda keşfedilen bu meyvenin birkaç türü 1900'lü yılların başında Yeni Zelanda, İngiltere ve Amerika'ya yayıldı. Kivi yetiştirilmeden önce, vahşi doğadan medikal amaçlar için toplanırdı.

Astımı İyileştirebilir

Yüksek miktarda C vitamini çeren Kivinin, astımı olan insanların tedavisinde yardımcı olabileceği düşünülmektedir. 2000 yılında yapılan bir çalışmada, kivi de dahil olmak üzere düzenli olarak taze meyve tüketenler arasında akciğer fonksiyonu üzerinde faydalı bir etki olduğu bulunmuştur. Kivi gibi taze meyveler çocuklarda hırıltıyı azaltabilir.

Kan Pıhtılaşmasını Önler

Kan basıncımızı idare etmemize yardımcı olmanın yanı sıra kivi, aynı zamanda kan pıhtılaşmasını azaltabilir. Oslo Üniversitesi'nden yapılan bir araştırma, günde iki ila üç kivi yemenin kan pıhtılaşması riskini önemli ölçüde azalttığını buldu ve kandaki yağ miktarını azalttığı bulundu.

Göze İyi Gelir

Maküler dejenerasyon görme kaybının önde gelen nedenidir ve kivi gözlerinizi ondan korumaya yardımcı olabilir. Bir çalışma, günde üç porsiyon meyve yemenin maküler dejenerasyonunu %36 oranında azalttığını buldu.

Kivi oldukları gibi çiğ yenebilir veya bir smoothieye atılabilir. C vitaminini koruması için pişirmemek en iyisidir. Takviye olarak da alınabilir; Takviyeler toz, tablet veya kapsül formunda olabilir ve genellikle kivi özütünden yapılır.

Aldığınız dozaj, yaş, sağlık durumu ve neyi tedavi etmeye çalıştığınız gibi faktörlere bağlıdır. Günde bir ila üç kivi yemek, çoğu insanın meyveden besin takviyesi alması için yeterlidir. Bazı kivi tozlarının günlük dozu yaklaşık 5.5 gramdır.